‘Islak imza kumpası’ davasında yargılama devam edildi

FETÖ’nün CHP eski İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’e kumpas kurulduğu iddiasıyla 18 tutuksuz sanığın yargılanmasına devam edildi. Duruşmada kumpasa ilişkin konuşan Çiçek, “Bu kumpas olmasaydı 15 Temmuz’a gelmezdik” dedi.

FETÖ’nün CHP eski İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek’e kumpas kurmasına ilişkin 18 sanığın yargılanmasına devam edildi. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya 13 tutuksuz sanık, avukatları ve müşteki Dursun Çiçek katıldı.

Duruşmada tutuksuz sanıklardan Burhanettin Cihangiroğlu’nun dosyasının, 21 Ekim tarihli duruşmada verilen kararla ayrılarak, başka bir esasa kaydedildiği belirtildi.

Celse arasında mahkemeye gelen belgelerin okunduğu duruşmada, sanıklara ve avukatlarına belgelere ilişkin diyecekleri soruldu. Sanıklar, haklarındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını ve dijital materyallere ilişkin yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep etti.

Sanık Nazmiye Aktaş, eşiyle FETÖ sayesinde evlendiğine ilişkin kendisine iftira atıldığını, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve ÖSYM’nin yaptığı bütün sınavlardan kendi mücadelesiyle geçtiğini belirtti.

Duruşmada söz alan Dursun Çiçek, “Bu kumpas olmasaydı 15 Temmuz’a gelmezdik. Bu yargılanın sanıkların sorumluluğu o kadar büyüktür. Tutuklanmamız, cezaevinde kalmamızın sebebidir. Yargıçların, savcıların dahi baskı altında olduğu o zamanda, sanıkların ‘Baskı altında olmadık’ demeleri doğru değildir” diye belirtti.

Taleplerin alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, yeni bilirkişi raporu alınması ve adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasına ilişkin talepleri reddederek, duruşmayı 11 Haziran 2020’ye erteledi.

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Ergenekon davasının sanıkları İlker Başbuğ, Dursun Çiçek ve Serdar Öztürk ile Ergenekon davasının bazı sanıkları ve Genelkurmay Başkanlığı’nı da ‘Suç duyurusunda bulunan’ olarak yer alıyor.

İddianamede, ‘İrtica İle Mücadele Eylem Planı’ isimli belge üzerinde Dursun Çiçek tarafından atıldığı iddia edilen imzayla rapor düzenleyen polis, jandarma ve Adli Tıp Kurumu kriminal laboratuvarlarında görevli 18 sanığa ilişkin ifadeler bulunuyor. İddianamede şüphelilerin, ‘Gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapmak’ ile ‘Silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapse mahkum edilmesi isteniyor.