Sanatla ve sanata hayranlıkla geçen bir ömür

Sanatla ve sanata hayranlıkla geçen bir ömür

Trabzon’da çocukluk yaşlarda fotoğraf sanatına ilgi duyarak ilk kez yaklaşık olarak 60 yıl önce deklanşöre dokunan 69 yaşındaki Coşkun Kulaksızoğlu ilerleyen yaşına rağmen sanatını sürdürmeye devam ediyor.Fotoğrafçılığın yan?


Tarih: 02.03.2019 08:59

Trabzon’da çocukluk yaşlarda fotoğraf sanatına ilgi duyarak ilk kez yaklaşık olarak 60 yıl önce deklanşöre dokunan 69 yaşındaki Coşkun Kulaksızoğlu ilerleyen yaşına rağmen sanatını sürdürmeye devam ediyor.

Fotoğrafçılığın yanı sıra hat, minyatür sanatı ile koleksiyonculuk merakını sürdüren Kulaksızoğlu’nun koleksiyonunda asırlık makineler bulunurken bu makinelere paha biçilemiyor.

Uzun yıllardır fotoğraf sanatıyla uğraştığını belirten Kulaksızoğlu, “Asıl ilgi alanım hat, minyatür, Osmanlı sanatları üzerine. Bir diğer yapım da fotoğraf üzerine kurulu. İlk deklanşöre çocukluk dönemimde bastım. O yıllarda ailemizde fotoğraf makinesi vardı. Yaklaşık 50-60 yıl önce diyebiliriz. O dönemlerde her ailede değil bazı ailelerde fotoğraf makinesi vardı. Her şeyden önce Trabzon tarihi bir merkez. Milattan önceye kadar dayanan geçmişi olan bir şehir. Uzun yıllardır fotoğraf sanatıyla uğraşıyorum. İlk fotoğraflarım genellikle mezar taşları, tarihi yapılar, camiler üzerine. Çünkü ilgi alanım hat sanatıydı. Hat sanatıyla ilgilendiğim için etrafımdaki güzellikleri tanımam lazım. Daha sonra işin içine Osmanlı eserleri, el yazmaları, minyatürler girdi. Koleksiyonum oldukça zengin ve şu anda Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası’nda yer alan İpekyolu Müzesini oluşturmuştur. İçerisinde 2 bin yıllık el yazmalarından günümüze kadar gelen Trabzon giyimleri, Trabzon yaşantısı, Trabzon’da yaşayan zenginlerin kullandığı eşyalar, hattatların kullandığı eşyalar ve Osmanlı Dönemi’ndeki Trabzon eyaletinin orijinal mühürü bulunuyor. Bunları araştırarak buldum. Hat sanatı konusunda hiç eğitim almadım” dedi.

106 yıllık fotoğraf makinesi

Kulaksızoğlu’nun koleksiyonunda aralarında 106 yıllık fotoğraf makinesi bulunurken bunların paha biçilemez olduğu belirtildi.

Kulaksızoğlu, “Makinelerimin arasında en eskisi 1913 Amerikan malı Kodak. O dönemde istediğinizde fotoğrafın arkasından fotoğrafa yazı da yazıyordum. Yani gümüş bir kalemi var bugünkü dijitaller gibi yazı yazabiliyorsunuz o yazı beyaz olarak filme düşüyor. Daha sonra fotoğraf makineleri gelişti ancak değişmeyen bir şey oldu her zaman fotoğraf belli bir optik bir mesafededir. O netliği alması için belli mesafe gerekir dijital dönem hariç dijital dönem geldi mesafeler küçüldü. Maliyetler düştü. ’Leica’ dünyanın en eski en kaliteli makineleri firma halen üretimini sürdürüyor. 1925 yılında üretime başlayan ’Leica’nın ilk ürünü. Halen çalışır vaziyettedir. Koleksiyonumdaki makine sayısı az ve özdür” diye konuştu.

Anahtar Kelimeler:
Abone Ol 

Survivor bitti! Aşıklar tatilde hasret gideriyor

Büyük değişiklik! Van Büyükşehir'de atamalar yapıldı: İşte yeni gelen isimler

Van Kalesi'nin zirvesindeki cami restore edilip yeniden ibadete açıldı

Kandil'in partisi belediyeyi alınca ilk iş Türk bayraklarını kaldırttı

Bitlis'te operasyon! Silah ve mühimmat ele geçirildi

Dilan Polat ve Engin Polat'ın vergi suçlarına tahliye geldi! Yine de hapisten çıkamayacaklar

Gündüz ayrı gece ayrı güzel! Badem ağaçları çiçek açtı, Akdamar Adası güzelliğe büründü