Doç. Dr. Zeynep Dadacı: “Kısık gözle bakmak görme bozukluğunun habercisi”

Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Dadacı, gözü kısarak bakmanın görme bozukluğunun ilk habercisi olabileceğini söyledi.

Medicana Konya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Dadacı, miyop yani uzağı görememe rahatsızlığı hakkında bilgi verdi. Birçok yetişkinin uzağı iyi göremediğini rahatlıkla anlayabilirken çocuklarda genellikle okul çağına kadar görme bozukluklarının fark edilmeyebildiğini dile getiren Dadacı, “Görme bozukluğu olan bir çocuk sınıfta tahtadaki yazıları görmekte zorlanacağından dersi iyi takip edemez, dikkati dağılır. Bu durum ders başarısında bozulmaya yol açabilir. Aslında birçok çocukta görme bozukluğunu ilk olarak öğretmenler çocuğun tahtaya bakarken gözlerini kısması sonucu fark ederler. Evde ise genellikle ilk belirti çocuğun televizyonu çok yakından seyretmesidir. Sakar olan, sık sık takılıp düşen çocuklarda da göz bozukluklarından şüphelenilmelidir. Ayrıca gözleri sık sık ovuşturma, ışık hassasiyeti ve aşırı sulanma da göz bozukluklarına işaret edebilen diğer bulgulardır” dedi.

“Göz tembelliği kalıcı olabilir”

Doç. Dr. Zeynep Dadacı, göz tembelliğinin tedavisi yapılmazsa kalıcı görme kaybına neden olabileceğini kaydetti.

Dadacı şöyle konuştu; “Bazen görme bozukluğu sadece tek gözde olabilir. Bu durumda çocuklar tek gözünün az gördüğünü farkedemezler ve diğer göz iyi gördüğünden hiçbir şikayetleri olmaz. Bu durum ise göz tembelliği olarak tanımladığımız ve erken tanı ve tedavisi yapılmazsa kalıcı olarak görme azlığına yol açabilen ciddi bir duruma yol açabilir. Sonuç olarak görme bozuklukları özellikle çocuk yaş grubunda önemli bir sağlık problemidir. Şikayeti olsun olmasın tüm çocukların, 3-3,5 yaş gibi veya en geç ilkokula başlamadan önce görme bozuklukları açısından göz muayenesi olmaları gerekmektedir. Var olabilecek görme bozukluklarının erken tanınması ile hem göz tembelliği gibi kalıcı görme kaybına neden olabilecek hastalıkların erken tanı ve tedavisi yapılmakta, hem de görme kalitesinin artmasıyla sadece okulda değil, yaşamın tüm alanlarında da başarının artması mümkün olmaktadır.”